
Trabzonspor, İstanbulspor karşılaşmasına görmüş olduğumuz en değerli şey Trabzonspor’un rakibi küçümsemesi. Sivasspor maçıyla kıyasladığımızda, bordo-mavililerin kadro olarak tam kapasite ile değil yüzde 50 düşük düzeyle oynadığını gördük. Birkaç tane anekdotu yazmakta yarar var…
1- Trabzonspor’da geçen yıl büyük sorun olan iki bekte oynayan Eren ile Larsen ortaya âlâ performans koyduğunu gördük.
2- Abdullah hoca ısrarla Bakasetas’ı kaleye uzak, Abdülkadir’i ise yakın oynatarak randıman almaya çalıştı. Ama bu iki futbolcu da kaleye çok uzak kaldığı için bilhassa Bakasetas, şut atamayarak en değerli özelliğini ortaya koyamadı. Abdullah hoca yerlerini değiştirseydi çok farklı Trabzonspor olurdu.
3- Trabzonspor’da Cornellius üzere bir santraforun varsa sağdan, soldan bol orta yapacaksın. Maalesef Visca, sağda son derece verimsiz; güçsüz orta yapmaktan aciz… Trezeguet ise başını yere eğiyor, bencilce kendine oynuyor, Nwakaeme üzere başını kaldıramıyor, orta ve asistler yapamıyor. Nwakaeme’yi çok arayacaklarını düşünüyorum. Bu türlü olunca da Cornellius’un da performansı düşüyor. Yalnızca rakibin yanlışını zorlayarak gol arıyor.
4- Orta saha olarak Siopis, rakibin bütün kontralarını tek başına durdururken seyirciden büyük alkış aldı. Kadronun kesinlikle değişmez oyuncusu olmalı. Abdülkadir Ömür ile Bakasetas ise kaleye daha yakın oynayıp ekipleri ismine gol atmalı ve attırmalılar.
Sonuç olarak rakip İstanbulspor, bu takımıyla Trabzonspor’u zorlayacak değildi. Bu galibiyet yanıltmasın. Bilhassa Kopenhag maçına bu konsantrasyonla çıkarlarsa hayal kırıklığına uğrayabilirler.

Lemi Çelik