Meta, AB’nin Siyasi Reklamların Şeffaflığı Yasası’na Uymayacak
ABD merkezli teknoloji devi Meta, Avrupa Birliği’nin Ekim ayında yürürlüğe girecek olan “Siyasi Reklamların Şeffaflığı Yasası”na (TTPA) uymayacağını açıkladı. Bu karar doğrultusunda, Facebook ve Instagram gibi platformlarda siyasi içerikli reklamlar yasaklanacak, benzer bir uygulama da WhatsApp için geçerli olacak.
Meta, aldığı bu kararı zor bir tercih olarak nitelendirdi. Avrupa Komisyonu’na gönderdiği açıklamada, yeni düzenlemenin dijital reklamcılık süreçlerine uygulanamaz yükler getirdiğini belirtti. Algoritmaların şeffaflaştırılması, reklam verenin kimlik bilgisinin paylaşılması gibi maddelerin şirket açısından aşırı karmaşık ve belirsizlik dolu olduğunu vurguladı.
Avrupa, Dijital Zorlukları Gümrükleştiriyor
Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Avrupa Birliği’nin bu düzenlemelerine sert tepki gösterdi. Zuckerberg, Brüksel’in tavrını sansür olarak tanımlayarak, Avrupa’nın teknoloji devlerine yönelik cezalarını gümrük vergilerine benzetmişti.
Zuckerberg’in bu tavrı, şirketin stratejik yönelimini de etkiledi. Meta, Haziran ayında WhatsApp’a reklam entegrasyonu planları yapmıştı ancak siyasi içeriklere platformda yer verilmeyeceği açıklandı. Bu da şirketin kullanıcı güvenliği ile regülasyonlar arasındaki dengeyi tekrar değerlendirdiğinin işareti olarak yorumlandı.
Meta, AB pazarında faaliyet gösterecek ancak siyasi mesajların reklam biçiminde yayılmasının sürdürülemez olduğunu savundu. “Sistemlerimiz ve reklam altyapımız, bu seviyede bir denetimi taşımaya uygun değil” ifadesiyle şirketin bulunduğu durumu özetledi.
Cambridge Analytica Gölgesi
Avrupa Birliği’nin sıkı denetimlerinin ardında, Facebook’un geçmişte yaşadığı büyük veri skandalları yer alıyor. 2016 ABD başkanlık seçimleri ve Brexit referandumunda, Cambridge Analytica isimli şirketin milyonlarca Facebook kullanıcısının verilerini izinsiz kullanarak manipülasyon yapması ortaya çıkmıştı.
Bu olayın üzerine kişiselleştirilmiş reklamlarda algoritmaların açıklanması zorunlu hale geldi ve TTPA ile bu yükümlülükler arttı. Ancak Meta, bu talepleri aşırı müdahale olarak gördü. Özellikle siyasi reklamların kaynağının kullanıcıya açık şekilde sunulması şirketin iş modeline ters düşüyor.
Meta’dan Radikal Geri Adım
Meta’nın aldığı bu karar, dijital siyaset arenasında önemli bir değişikliğe işaret ediyor. Avrupa’daki siyasi kampanyaların Facebook ve Instagram gibi platformlara dayandığı stratejilerin artık gözden geçirilmesi gerekecek. Bu durum, dijital iletişim dünyasında yeni bir dönemi müjdeliyor olabilir. Meta, global reklam gelirlerinden feragat ederek AB ile olan hukuki mücadelesinde geri adım atmış durumda.